top of page
Aksoy-IP-Logo.png

Şirket Avukatları İçin Marka Portföyü Yönetimi: Pratik Öneriler

Updated: 2 hours ago

Giriş

Bir şirket avukatı olduğunuzu ve şirketin fikri ve sınai haklar yönünden durumunu kontrol etmeniz, eksikleri gidermeniz gerektiğini düşünelim.


Şirketin faaliyetlerine göre ilk olarak patentler, yazılımların telif hakkı ile korunması veya lisans sözleşmelerine odaklanabilirsiniz. Ancak biz bugün tüm şirketlerin ortak noktası olan, şirketin kimliğini yansıtan markaya yoğunlaşacak ve özellikle marka portföyünün doğru şekilde oluşturulabilmesi ve sürdürülebilmesi için pratik önerilerimizi paylaşacağız.


Tescilli Marka Listesinin Oluşturulması

İlk olarak, şirketin sahip olduğu markaların tespiti gerekiyor. Muhtemelen şirketin marka tescilleri ve başvurularına dair halihazırda bir dosyası vardır. Bu dosya düzenli değilse, Türk Patent ve Marka Kurumunun marka sorgulama ekranından şirketin bütün markalarını araştırmak gerekecektir.


Şirketin tescilli markalarının yanında, tescil edilmemiş, henüz başvuru aşamasında olan veya itiraz süreçleri olan birçok markası varsa, Türk Patent’in sağladığı tablolarla yetinmeyip haricen daha detaylı ve temiz bir liste hazırlamak daha doğru olacaktır. Yeni başvurular yapıldıkça bu liste güncellenerek eklemeler yapılır. Listede, markanın başvuru aşamasındaki durumu, marka örneği, başvuru numaraları, sınıfları, yenileme tarihleri ve kullanım durumu gibi unsurlar yer alabilir.


Böyle bir tablo, hem portföy yönetimini kolaylaştırır hem de marka itirazları ve dava aşamalarında ek bir belge olarak sunulabilir.


Şirket içi yazışmalar için yorum sütununun yer aldığı ek bir tablo da hazırlanabilir. Gerektiğinde, bunu kendi tespitleriniz ve notlarınız için kullanabilirsiniz.


Yenileme Tarihlerinin Listelenmesi

Marka listesini hazırlarken, yenileme tarihlerini kontrol etmek öncelikli olmalıdır. Şirketin onlarca hatta yüzlerce markası olabilir. Böyle bir durumda, yenileme gibi basit usuli bir görev baş ağrıtıcı olabilir.


Daha çok marka ve patent vekilleri tarafından kullanılan marka takip yazılımları, büyük bir portföyün yönetimi için doğru bir seçenek olabilir. Bu yazılımlar, yenileme tarihi yaklaşan markaları belirli tarih aralıklarına göre kontrol etmeyi sağlar.

 

Ancak biz, on yıllık yenileme tarihlerini içeren Excel listelerini daha kullanışlı buluyoruz. Formülize edilen böyle bir listede yenileme tarihinin başlangıcı, koruma süresinin bitiş tarihi ve kalan gün sayısı günlük olarak güncellenebilir. Son günler, takvime davetiye yoluyla da işlenmelidir.


Koruma süresi bittikten sonra altı ay içinde ek ücret ödenerek marka yenilenebilse de, hukuki belirsizliklerden kaçınmak için markalar süresi dolmadan yenilenmelidir. Ayrıca, Türk Patent’in resmi ücretlerindeki zamlardan etkilenmemek için, yenileme süresi başlar başlamaz markaları yenilemek hem finansal tasarruf hem de zihinsel rahatlık sağlayabilir.


Güncel Marka Örneklerinin Tespiti

Şirketiniz, marka olarak halihazırda tescilli olan marka örneklerinden daha farklı logo ve ibareler kullanıyorsa, bunlar için de tescil başvuruları yapmak gerekli olabilir.


En ideal ve güvenilir yöntem, tüm farklı marka kullanımlarını tescil ile güvence altına almaktır. Ancak farklılıklar, esaslı bir değişiklik sayılmayacak basit renk farklılıkları veya tasviri ibarelerin eklenmesinden ibaretse, halihazırdaki tescillerin bu kullanımları da kapsadığı düşünülebilir. Ancak bunların ötesinde farklılıklar için, yeni başvurular yapılmalıdır.


Markalar listesinde olmayan yeni marka kullanımları tespit ettiyseniz, bu farklı kullanımların yeni bir başvuruyu gerektirip gerektirmediğini değerlendirmelisiniz. Şirketin çok fazla markası varsa, şirketin avukatı olarak güncel kullanımların hepsinden emin olma imkanınız olmayabilir. Bu durumda, şirketin satış ve pazarlama gibi diğer bölümlerinden destek almanız gerekebilir.


Mal ve Hizmet Sınıflarının Kontrolü

Şirket marka kullanımlarına ek olarak, mevcut markaların tescilli olduğu mal ve hizmet sınıfları gerçekten de şirketin faaliyetleri ile uyumlu mu kontrol etmek gerekecektir.


Şirketin iş alanı net ve sabitse, sınıflandırmanın nasıl yapılacağını anlamak görece kolay olabilir. Diyelim ki bir gıda şirketisiniz ve markalı ürünlerinizi yalnızca marketler aracılığıyla tüketiciye sunuyorsunuz. O zaman markalarınız yalnızca ilgili gıda ürünlerini kapsayan mal sınıflarında (29, 30, 31, 32, 33. sınıflar) tescilli olması yeterli olabilir. Ancak kendi e-ticaret mağazanız ile de satacaksanız, markanızın satış hizmetlerini kapsayan 35. sınıfta tescilli olması gerekecektir. Veya bir yazılım şirketisiniz ve kendi yazılımlarınızı geliştirmenin yanı sıra üçüncü kişilere de hizmet sağlıyorsanız, markanızın sadece yazılımları kapsayan 9. sınıfta tescilli olması yetmeyecek, üçüncü kişilere yazılım ile alakalı hizmetleri kapsayan 42. sınıfı da içermesi gerekecektir.


Şirketiniz, sanayinin birçok farklı sektöründe birçok farklı marka ile faaliyet gösteren bir şirket de olabilir. Böyle bir durumda, şirket avukatı, hangi markanın hangi amaçla kullanıldığı konusunda tam bilgi sahibi olmalıdır. Bu amaçla, şirketin pazarlama gibi farklı departmanlarından destek alınması gerekebilir. Şirket avukatı olarak hazırladığınız marka listesini bu kişiler ile paylaşıp yorumlarını talep edebilirsiniz.


Şirketiniz faaliyetlerini genişletme planları yapıyorsa, şimdiden bu faaliyetlerin de şirketin mevcut marka tescillerinin kapsamında olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer şirketin halihazırdaki marka tescilleri bu sınıfları kapsamıyorsa, bunlar listelenmeli ve yeni başvurular için değerlendirilmelidir. İşletmenin gelecekteki ticari stratejileri ile marka portföyünün paralel olması faydalı olacaktır.


Yeni Başvuruların Yapılması

Korunmayan bir marka varsa, yeni başvuru yapmadan önce, Türk Patent’in sorgulama ekranından başvurunuza engel olabilecek üçüncü kişilerin marka başvurularını araştırmanız gerekir.


Ancak, başvurunuza engel olabilecek markaların varlığı, hemen başvurudan vazgeçmenizi gerektirmeyebilir. Bu noktada, marka tescil başvurunuza ayırt ediciliği artıran ek unsurlar eklemeyi düşünebilirsiniz.


Örneğin, alt markanızı çatı (ana) markanızla birlikte tescil ettirebilir veya tam tersini yapabilirsiniz. Ayrıca, Türk Patent’in standart sınıfları yerine, markanın kullanılacağı mal ve hizmet sınıflarını kendiniz belirleyebilirsiniz. Bu yöntemler, marka başvurunuzun tescil şansını artıracaktır.[1]


Yeni marka başvurunuz için böyle eklemek yapmayı uygun görmüyor olabilirsiniz. Bu halde, tescil engeli olan markanın devralınması veya bu markanın sahibinden muvafaktname alınması da düşünülebilir. Ancak çoğu zaman marka sahibi parasal bir karşılık talep edeceğinden, bunlar genelde tercih edilen yöntemler olmamaktadır. Eğer şartları mevcutsa önceki markaya karşı hükümsüzlük davası açılabilir. Ancak bu süreç oldukça uzun sürebilir. Eğer önceki marka beş yıldan uzun süredir tescilli ve kullanıldığına dair bir emare yoksa, kullanmama sebebiyle iptalini Türk Patent’ten talep edebilirsiniz.[2]


Tanınmış Marka Dosyasının Hazırlanması

Bir markanın tanınmış olması, tanınmamış markalara kıyasla ek bir koruma sağlayabilir. Şirketinizin markası tanınmışsa, itiraz süreçlerinde, hükümsüzlük ve ihlal davalarında, farklı mal ve hizmet sınıflarında korunmasını sağlayabilirsiniz.


Ancak markanın tanınmış olması yetmez. Herkesçe bilinen markaların bile tanınmışlıktan yararlanamadığı dosyalar olduğunu görüyoruz. Tanınmışlığı hem Türk Patent hem de mahkemeler nezdinde her dosyada tekrar tekrar kanıtlamak gerekir. İsterse markanız Türkiye’nin en tanınmış markası olsun, bunu dosyaya sunduğunuz deliller ile kanıtlayamıyorsanız, markanız SMK’nın tanınmışlığa ilişkin hükümlerinden yararlanamaz. Böyle bir durumla karşılaşmamak için markanızın tanınmışlığını kanıtlayacak bir dosya hazırlamalısınız. Biz kendi aramızda buna tanınmış marka dosyası diyoruz. Bu dosyayı hazırlarken çok titiz olmalı ve tanınmışlığı farklı açılardan ele aldığınıza emin olmalısınız. Bu dosyayı bir kez tam olarak hazırladıktan sonra, tanınmış marka ile ilgili tüm itiraz ve dava dosyalarına delil olarak sunabilirsiniz.


Tanınmış marka dosyanızı çeşitli delillerle oluşturulabilir. Önceki marka tescilleri, bunlarla ilgili açıklamalar, şirketinizin marka için hazırladığı sunumlar, finansal tablolar, markalara ilişkin  sosyal medya paylaşımları, basın haberleri, reklamlar, reklam harcamaları, kalite standart belgeleri, Türk Patent’in marka itirazlarında verdiği lehe kararlar, mahkemelerin markalarınız hakkında verdiği önceki kararlar, varsa Rekabet Kurulu kararları gibi belgeler dosyada yer alabilir. Bu belgelerin hepsi dosyada bulunmak zorunda değildir, ancak ekleyebildiğiniz her türlü belgeyi dahil etmelisiniz. Dosyada eski belgeler bulunabilir ancak mutlaka güncel belgeler de eklenmelidir.


Tanınmışlık, ilgili tüketici kitlesi açısından ispatlanmalıdır. Halkın büyük çoğunluğu markayı bilmeyebilir, ancak markanın hedef kitlesi açısından tanınmış sayılabilir.


Tanınmış marka dosyanız hazır olduktan sonra, bunu her dosyada delil olarak gösterebilirsiniz. Bu tanınmış marka dosyasını, her yeni itiraz ve dava dilekçesinde ek olarak sunmak bizce oldukça pratik bir yöntem. Bu dosyanın sunulması, tanınmışlık iddianızın ispatı için gerekli olduğu gibi, benzerlik sebebiyle karıştırılma, kötüniyet gibi iddialarınız için de elinizi kuvvetlendirecektir.


Tanınmış marka dosyanızı hazırladıktan sonra, Türk Patent’e tanınmış marka tescili için de başvurabilirsiniz.[3] Mevzuatta bu yönde bir tanımlama ve görev olmasa bile, Türk Patent tanınmış marka sicili tutmaktadır. Tanınmış marka tescili, özellikle Türk Patent nezdindeki itirazlar bakımından işinizi kolaylaştırabilir. Ancak tanınmış marka tesciliniz, “artık bizim tanınmışlığı her dosyada ispatlamamıza gerek yok” anlamına gelmez. Tanınmış marka tescilini tanınmış marka dosyasına eklemelisiniz. İtiraz aşamalarında ve davalarda, tanınmış marka dosyasını sunmaya devam etmelisiniz.


Yargıtay kararlarında, Türk Patent’in tanınmış marka sicili tutma yetkisinin olmadığı vurgulanmıştır. Bugün itibariyle, tanınmış marka sicili hala tutulmaktadır. Bizce de, alınabiliyorsa tanınmış marka tescilinin destekleyici bir belge olarak tanınmış marka dosyasına eklenmesi, itiraz ve dava süreçlerinde ispat kolaylığı sağlar.


Yargıtay içtihatlarında da ifade edildiği üzere tanınmışlık sabit bir durum olmadığından, tanınmış marka dosyasını her sene en az bir kere ek belgelerle güncellemek yerinde olacaktır. Türk Patent’ten, mahkemelerden alınan yeni lehe kararlar, kullanım ispatı süreçlerinden hazırlanan yeni belgeler, bu güncelleme aşamasında tanınmış marka dosyasına eklenebilir.


Son olarak, tanınmışlığın tanınmış marka dosyası ile kanıtlanmış olması, markanızın bundan böyle her zaman tüm mal ve hizmet sınıflarında doğrudan korunacağı anlamına gelmez. Kanunda öngörülen diğer şartlar da sağlanmalıdır. Örneğin, nisbi ret nedenlerinden SMK m. 6/5’e göre itirazınızın kabulü için markanızın tanınmış olması yetmez. İtiraz ettiğiniz markanın tescili halinde, markanızdan haksız yarar sağlayabileceğini, markanızın itibarına zarar verebileceğini veya ayırt edici karakterinin zedeleneceğini de göstermeniz gerekir. İhtimal olması yeterlidir. Bu olası durumlarla markanızın tanınmışlığı arasında illiyet bağını kurmanız gerekir. Bu bağ, itiraz edilen markanın tescil edilmek istendiği mal ve hizmet sınıflarına göre kolaylaşabilir veya zorlaşabilir. Hukukçuların klasik sözü olan “her olay, kendi unsurları içinde değerlendirilmelidir” burada da geçerlidir.


Marka Tanıtım Dosyası Hazırlanması

Tanınmışlık iddiasında olmadığınız markalarınız için, daha genel kapsamlı bir marka tanıtım dosyası hazırlamalısınız.


Bu dosya, tanınmış marka dosyası ile benzer belge ve delilleri içermeli, markanıza yapılan yatırımları, markanız altında yürütülen faaliyetleri göstermeli ve ayırt ediciliğini vurgulamalıdır


Bu dosyayı itiraz ve dava dosyalarında ek olarak veya dilekçenin içinde kullanabilirsiniz.


Benzer Marka Başvurularının Takip Edilmesi

Konu şirketinizin markalarını tescil ettirmekle kapanmıyor. Üçüncü kişilerin aynı ya da benzer markalarının tescilini daha başvuru aşamasında engellemek gerekir. Aksi takdirde, markasını tescil ettiren kişiler markalarını kullanmaya başlayacak ve bu durum ihlal teşkil edecektir. Hem ihlalle uğraşacak hem de tescilli markaya karşı hükümsüzlük davası açmanız gerekecektir. Hükümsüzlük davası sonucunda alınacak kararın kesinleşmesi gerektiğinden, süreç uzayacaktır.


Üçüncü kişilerin yeni başvurularını, marka takip yazılımlarıyla izlemek gerekir. Yeni başvurular, her iki haftada bir Resmi Marka Bülteni’nde yayımlanır. Benzer marka başvuruları her ay sonunda, o ay yayımlanan iki bülteni kapsayacak şekilde taranarak, raporlanabilir. Bu sayede sizin veya vekilinizin iki aylık itiraz süresine uyması için yeterli vakti olacaktır.


Marka takip yazılımı, benzer markaları listelemek için sizden bir benzerlik oranı belirlemenizi ister. Deneyimlerimize göre, benzerlik oranının %60 olarak belirlenmesi yeterlidir. Ancak nadiren, birçok kelimeden oluşan marka başvurularında, takip edilen esas kelimenin bütüne oranı düşük kalabilir. Böyle bir halde, bu birçok kelimeden oluşan marka benzerlik filtresine takılmadan geçebilir. Bunu engellemek için, benzerliği takip edilen marka, ilgili bültende yazılım aracılığı ile ayrıca taranmalıdır.


Doğrudan aynı sınıf olmasa da ilişkili diğer sınıflardaki benzer markaların tescilini önlemek için, benzerlik takibi tüm sınıflar açısından yapılmalıdır. Bu durum özellikle tanınmış markalar bakımından önem arz eder.


Marka Kullanımlarınızın İspatlanabilir Olması

Üçüncü kişilerin markalarının yayımına itiraz etmeden önce, dayanak göstereceğiniz markaları kullandığınızı ispatlayabildiğinizden emin olmalısınız.


Yayıma karşı itirazlarda en çok başvurulan hüküm olan SMK m. 6/1’e dayalı itirazlarda (benzer işaretler ve sınıflar nedeniyle karıştırılma ihtimali içeren itirazlarda) kullanmama savunması ile karşılaşabilirsiniz. SMK m. 19/2’ye göre, itiraza dayanak olarak gösterdiğiniz markalar beş yıldan uzun süredir tescilli ise (itiraz edilen markanın başvuru tarihi itibariyle), başvuru sahibi Türk Patent’e sunacağı cevap dilekçesi ile bu markaların ciddi bir şekilde kullanıldığını ispatlamanızı talep edebilir. Bu durumda, Türk Patent’in bildirim tarihinden itiran 1 ay içinde, markanızın ciddi kullanımını ispatlamanız gerekir. Kullanım ispatlanacağını dönem, itiraz ettiğiniz markanın başvuru tarihinden önceki beş yıllık dönemdir. Bu kullanımı ispat edemezseniz, itirazınız SMK m. 6/1 kapsamında reddedilir.


Kullanımı fatura, ambalaj, etiket, fiyat listesi, katalog, sosyal medya paylaşımları ve internet ekran görüntüleri gibi her türlü delille ispatlayabilirsiniz. Burada, marka örnekleri ve kullanımı hangi tarihte ve ne şekilde gerçekleştiği net olarak anlaşılmalıdır. Kullanımın ciddi olması gerekmektedir, ancak “ciddi”lik kriteri mevzuatta tanımlanmamıştır. Uygulamada faturalar, ciddi kullanım için en güçlü delil olarak kabul edilmektedir.


Bu nedenle, özellikle şirketinizin faturalarında, mal ve hizmet açıklamalarında markanızın yer aldığından emin olmalısınız. Özellikle çatı (ana) markalar için, tescilli markanızın logosunu faturalara ekletmelisiniz. Ciddi kullanım için belirli bir nicelik sınırı bulunmamaktadır. Markanın ticari etkisini ve bu yöndeki çabalarınızı kanıtlayabilmelisiniz. Kullanımın ispatlanabileceğini göstermek adına, son beş yıllık dönem içinde özellikle son yıllara yoğunlaşarak farklı yıllardan faturalar paylaşmalı ve bu faturaları, tarihleri net bir şekilde görülen, marka kullanımını gösteren ek belgelerle desteklemelisiniz. Bu durumda ciddi kullanımınız büyük ihtimalle kabul edilecektir.


Kullanım ispatı için hazırlayacağınız bu dosyaları, tanınmış marka dosyanıza ve marka tanıtım dosyanıza da ekleyebilirsiniz. Yine bu dosyalar için önceden hazırladığınız açıklama ve delilleri, kullanım ispatı talebi geldiğinde kullanabilirsiniz. Bu şekilde dosyalar birbirini destekler.


Eğer, itiraza dayanak göstereceğiniz markalar beş yıldan uzun süredir tescilliyse ancak markayı kullanmıyorsanız, belki de itiraz etmemeniz daha doğru olur. Kullanımı ispatlayamazsanız, markayı kullanmadığınız anlaşılabilir ve itiraz ile karşılanan başvuru sahibi, bu kez markanızın kullanmama sebebiyle iptalini Türk Patent’ten talep edebilir.


Kullanmadığınızı bilmenize rağmen yine de bu markalara dayanarak itiraz etmeniz gerekiyorsa, SMK m. 6/1 dışında sizi haklı çıkarabilecek bir nisbi ret nedeniniz olduğundan emin olmalısınız.


Kullanım ispatını bertaraf edebilmek için yeni tarihli marka başvuruları yaparsanız, bu durumda da üçüncü kişilerin bu markalara itiraz edebileceğini unutmamalısınız. Bu itirazlarında ise, kullanım ispatından veya kullanmama nedeniyle iptalden kaçınmak için markalarınızı yedeklediğinizi ve başvurunun kötüniyetle yapıldığını ileri sürebilirler.[4]


Markalarınızın kullanımını yalnızca itiraz süreçlerinde değil, dava aşamalarında da kanıtlamanız gerekebilir. SMK m. 6/1’e dayanarak açacağınız marka hükümsüzlük ve tecavüz davalarında, davalı taraf kullanmama savunması (def’i) yapabilir.


Kullanımla ilgili tüm bu durumları göz önünde bulundurarak, üçüncü kişilere karşı nasıl hareket edeceğinize dikkat etmelisiniz.


Yayıma Karşı İtirazların Yapılması

Üçüncü kişilerin benzer marka başvurularının tescilini itiraz yoluyla engellemek, markanızın itibarını korumak ve ticari fonksiyonlarını tam olarak yerine getirebilmek için gereklidir.


Bugün yapacağınız bir marka yayıma itiraz sonucunda, Türk Patent’in Markalar Dairesinden 5 ila 8 ay içinde bir karar alabilirsiniz. Bunu, sadece bir itiraz dilekçesi ve talep edilirse kullanım ispatı sunarak yapmak, yıllarca sürecek bir davaya kıyasla çok daha ekonomik ve etkili bir yöntemdir.


Ancak, bu lehe karara karşı başvuru sahibi, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edebilir. Hatta nihai karara karşı, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde iptal davası açabilir. Ancak, bir kez yayıma itiraz ederek tescili engellediğinizde, sonraki süreç sizin için daha kolay ilerleyecektir.


Benzer markaların tescilini engelleyerek, bu markalar tescil edilip kullanıldığında ortaya çıkabilecek tüketici nezdindeki karıştırılma ihtimalini ve şirketinizin satışlarının başkasına geçmesini önlemiş olacaksınız. Ancak daha da önemlisi, uzun vadede markanızın ayırt edici gücünü koruyarak, tüketiciyi kendisine çeken reklam ve kalite fonksiyonlarını güvence altına almanızdır. Şirkette her şey yolunda gitse bile, marka portföyü düzgün yönetilmezse başarı riske girebilir.


İtiraz dilekçelerinizi, tescilli marka listenizi, tanınmış marka dosyanızı veya marka tanıtım dosyanızı kullanarak daha düzenli hazırlayabilirsiniz. Tüm itiraz gerekçelerini kapsayan bir itiraz dilekçesini taslak olarak kabul edip, sonraki itirazlarda somut olayın özelliklerine göre düzenleyebilirsiniz.


Lehe kararları, itiraz gerekçesine veya marka adına göre listeleyerek sonraki itirazlarınızda delil olarak sunabilirsiniz. Bu kararları mahkemelere sunarak, markanızın ayırt edici gücünü, tanınmışlığını ve hukuki iddialarınızı güçlendirebilirsiniz.


Kapanış Notları

Yukarıda paylaştığımız pratik öneriler, marka portföyü yönetiminde sağlam bir temel oluşturmak için önemli noktaları içermektedir. Elbette marka yönetimi yalnızca bunlarla sınırlı değildir.


Başvuru aşamasında ayırt ediciliği yüksek markalar seçmek, rakiplerin benzer markalarını ve kullanımlarını takip etmek, üçüncü kişilerin tescilli ve tescilsiz marka kullanımlarını izlemek, ihtarname gönderimleri, arabuluculuk süreçleri ve davalar için etkili stratejiler belirlemek, gümrük tedbirleriyle Türkiye’ye giren ve çıkan mallar bakımından markanın korunduğundan emin olmak, başka ülkelerde marka tescilleri yaparak uluslararası pazarlara açılmak da şirketlerin marka portföyünü yönetirken dikkate alması gereken unsurlar arasındadır.


Bu yazıda ele aldığımız önerileri uygulayan şirketlerin, markalarının korunması ve sürdürülebilir bir portföy yönetimi açısından önemli bir avantaj sağlayacağına inanıyoruz.

 

Ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz:

Doğukan Berk Aksoy, LL.M.

Avukat | Marka Vekili | Patent Vekili

T: 0 (312) 969 09 63


Evren Fırat Göklü

Avukat | Marka Vekili | Patent Vekili

T: 0 (312) 969 09 63


Furkan Mert Özkaynak

Stajyer Avukat

 

[1] Başvurularınızı yaparken elbette TMK m. 2’de belirtilen dürüstlük kuralına uymalısınız.

[2] Markaların idari iptali sürecindeki belirsizlik, bu makalenin yazım tarihi olan 05.03.2025 itibarıyla devam etmektedir. Bu konuyla ilgili detaylı bilgi için şu makaleye göz atabilirsiniz: https://turkishlawblog.com/insights/detail/markalarin-idari-iptalindeki-belirsiz-durum-devam-ediyor-basvurular-artik-sunulmali-mi.

[3] Tanınmış marka başvurularının sonuçlanması günümüzde yaklaşık üç yıl sürmektedir. İncelemenin neden bu kadar uzun sürdüğüne dair mantıklı bir açıklamamız bulunmamaktadır. Türk Patent’e ödenen ücret ve harçlara her yıl önemli oranlarda zam yapılmaktadır. Türk Patent’te yeterli sayıda uzman bulunmuyorsa, bütçeden pay ayrılarak yeni uzman alımı yapılabilir diye düşünüyoruz. 

[4] Genel anlamda kötüniyetlü marka başvuruları hakkında şu makalemize göz atabilirsiniz:  https://www.aksoy-ip.com/post/turk-hukukunda-kotuniyetli-marka-basvurulari

Recent Posts

See All

Aksoy IP © 2025

bottom of page